Yapay zekâ tabanlı psikolojik destek uygulamaları son yıllarda yaygınlaşıyor. Kullanıcılara 7/24 erişim, anonimlik ve düşük maliyet sunan bu sistemler, “Gerçek terapinin yerini alabilir mi?” sorusunu gündeme getiriyor.
Uzman Görüşü:
Etlik Şehir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Tayfun Öz, terapinin temelinde iki kişi arasında kurulan iyileştirici ilişkinin yattığını vurguluyor. Terapinin yalnızca tekniklerden ibaret olmadığını, bireyin duygusal acılarını, içsel çatışmalarını ve davranışsal zorluklarını anlamasına yardımcı olan bir süreç olduğunu belirtiyor.
Yapay Zekânın Faydaları:
-
Psikoeğitim
-
Duygu ve düşünce takibi
-
Bilişsel-davranışçı tekniklerin hatırlatılması
Ancak Dr. Öz, yapay zekânın ilişkisellik, etik sorumluluk ve kişiye özgü anlamlandırma gibi terapinin özünü oluşturan unsurları üstlenemeyeceğini söylüyor.
Anonimlik ve Kolay Erişim:
Dijital uygulamalar, özellikle yargılanma kaygısı olan kişiler için ilk adımı atmayı kolaylaştırabilir. Ancak kalıcı iyileşme için duygularla yüzleşme ve güvenilir bir insanla ilişki kurma gereklidir.
Empati:
Yapay zekâ empatik ifadeler üretebilse de gerçek empati iki kişi arasında yaşanan, duygusal eşzamanlılık içeren bir süreçtir. Dijital sistemler yalnızca memnuniyeti öne çıkarabilir ve bu, kişiyi değişim için gerekli yüzleşmeden uzaklaştırabilir.
Hibrit Model Önerisi:
-
Dijital araçlar: Destekleyici basamak
-
İnsan terapisti: Derin ve karmaşık klinik süreçlerde gerekli
Dr. Öz, gelecekte insanların ilk başvuruyu yapay zekâya yöneltebileceğini, ancak kalıcı değişim ve etik sorumluluk için terapinin hâlâ insanla yapılması gerektiğini vurguluyor.
Özetle:
Yapay zekâ, terapiye giriş kapısı olabilir ve destekleyici araç olarak faydalıdır; fakat terapinin özü hâlâ insan bağlantısında yatmaktadır.